12 Nisan 2010 Pazartesi

Tanrıtanımazlar

Ekmek Araştırma Enstitüsü'nün uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve bunu yayınlamak için doğru zamanı beklediği verilerle, gerçeklerle, beklenilmeyenlerle; Tanrıtanımazlar...

Öncelikle konuyu 3 ana başlıkta inceledik. Bu kavramın ne olduğu üzerine tüm şüpheleri ortadan kaldırmadan, açıklayacağımız sonuçların insanların kafasını karıştırabileceğini düşündüğümüz için, öncelikle gerçek tanrıtanımazlık nedir onu bir öğrenelim.

Tanrıtanımazlık, ateizm gibi inanç sistemlerinin temeli. Yani tanrıtanımazlar, gerçekten tanrı tanımıyorlar. Onun varlığına inanmıyorlar, ya da varlığına inanıp dediklerine inanmıyorlar. Tanrıtanımaz olduklarını açıklayan bir grup ile birebir görüşmeler yaptık. Kendilerine neden böyle bir yol ve amaç seçtiklerini sorduk, ama kadınlara sormadık, çünkü onların sebebini biliyoruz (Maç Günü Forma Giyen Kızlar, Ü. Deniz, T. Ege, 2010, Remzi Yayınevi, p: 3) Dolayısı ile sadece erkeklerden alınan sonuçlar üzerine hareket ettik ve verilen cevaplar tam da tahmin ettiğimiz gibi idi. Verilen cevapların %66.8'i 'metal müzik dinleyen ekmekler uğruna yapılan bir fedakarlık' olarak verilerimizde yer aldı (Metalci Kızlar, Ü. Deniz, T. Ege, 2009, Yapı Kredi Yayınları, p : 2) %24.2'lik bir kısım ise bize 'Abi bence tanrı çok bencil, bize bunları yapmak isteyen bir varlığa inanları aşağılamak istiyoruz' dedi. Geri kalan %10'luk kesim ise, ankete sadece beleş sigara için katıldıklarını açıkladı. Bu aslında sıradan bir sosyal araştırma için yeterli sonuç olarak nitelendirilse de, biz yetinmedik. Tanrıtanımazların belirli social network sitelerindeki profillerini inceledik. Video paylaşım özelliği olan bu sitelerde, paylaşılan videoların %75.4'ü STV'deki programlar ile dalga geçen bir niteliğe sahip iken, geriye kalan %22.6'sı safi black metal gruplarının yaradana olan feryadını açığa vurur iken, yüzde 2'lik bir kısmı da bilimsel veriler içerdiği iddaa edilen bilinmeyen bilim adamlarının videoları oldu. Enstitümüzün bu konudaki yargısı kesin ve net; bu olgular ekmek denen olguyu sadece daha fazla bölen gereksiz fraksiyonlardır.

Kafalardaki soru işaretlerini ortadan kaldırdıktan sonra, artık insanların tanrıtanımazlıktan önce ve sonraki halleri üzerine yaptığımız gözlem raporlarımızı paylaşabiliriz.

Önce:

http://s943.photobucket.com/albums/ad277/pauseboy/?action=view&current=IMG_5326-2.jpg


Sonra:

http://s943.photobucket.com/albums/ad277/pauseboy/?action=view&current=IMG_5328.jpg


Tanrıtanımazlık öncesi döneminde bireyler, kendilerini sadece küçük ve çözümünün geleceğini bildikleri dertler ile uğraştıklarını ve sade bir hayat sürdüklerini belirttiler. İnsanların ilgisini çekmek için bilinen ama etkili yollara başvurarak istedikleri türlü ekmeği elde edebildiklerini gördük. Sanatın belirli bir dalı ile uğraşmak olsun, bir spor ile ilgilenmek olsun, böyle yöntemlerle insanların ilgisini çekmişler, bir statüye sahip olmuşlar ve en önemlisi fazla sorgulamadan mutlu bir hayat yaşamışlardır. Ancak tanrıtanımazlık ile tanışıldığında, bireylerin her şeyin en marjinal ve ekstrem halini bulmak için büyük bir uğraş içinde olduklarını, hatta bu bakış açısının, varlığından emin olmadıkları şeyler için bile geçerli olduğunu gördük. İnsanların dikkatini çekmek için ise başvurdukları yollar gerçekten içler acısıyıdı;

- Deneysel şiir yazmak

- Fotoğrafçılığa ani bir merak salmak ve deviantart hesabı almak.

- Facebook'u kapatmak.

- Blog edinmek, tumblr hesabı açmak.

- Babasıymış gibi Nietzsche'yi övmek.

- Machiavelli okumak.

- Tamam,çoğunuz metalcisiniz, ama post-rock grubu kurmak istiyor ve arabesk de dinliyorsunuz.

- Uzun yün hırka giymek.

- Evet, o gün çok içmiştiniz, ve takıldınız. Biliyoruz.

Tanrıtanımazlığın insan üzerindeki etkilerini de inceledikten sonra, gelelim sonuçlandırmaya.

Tanrı var mı yok mu, (affınıza sığınarak) gerçekten sikimizde değil. Ama asıl noktayı kaçıran büyük bir kitle var. Bakın, tanrı varsa bu tanrı tanımazlar zaten neler çekeceklerini tahmin ediyorlardır. Tahmin edilmiyorsa özel mesaj ile özel örneklerimiz paylaşılacaktır. Ama tanrı, tanrıtanımazların dediği gibi yoksa;

EY TANRITANIMAZLAR!

Siz ki O'nun varlığını reddettiniz,

Siz ki ahiretine inanmadınız.

O zaman neden bu kavga, bu isyan?

Bu dörtlükte şairin anlatmak istediği şey şudur: Ateistler öldükten sonra daha iyi bir yere yerleşmeyecekler yani bir yere yaranmıyorlar ve şimdiki hayattaki ekmeklerine de mani olacak bir hale bürünüyorlar. Yapmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder