12 Nisan 2010 Pazartesi

Politikliği ile Övünen Birey


Ekmek Araştırma Enstitüsü'nün yazılarının buraya taşınması ile birlikte yeni araştırmamız politika ile ilgilenmesi her türlü koşulda dile getiren bireyler üzerine oldu. Ülkenin jeopolotik konumundan dolayı çevremizi saran bir olgu olan politika, toplumda sivrilmek ve dikkat çekmek için iyi bir araç olmaktan çıkmış, ve tamamen ortamı soğutan sıkıcı bir obje haline gelmiştir. Bu tez üzerine yüklenen enstitümüz, yeni transferi Göktuğ Çalışkan ile birlikte, bu durumun yarattığı onarılması zor sonuçları gözlemledi.

Öncelikle lise çağındaki gençleri ele alalım. Kanlarının kaynadığı bu dönemlerde gerek okudukları kitaplarla, gerek izledikleri film, dizi vs ile bir anda radikalliğin sınırlarını zorlayan bu evlatlarımız hiç bir karşıt görüşe tolerans göstermeden, kendilerini bir extreme point'e ait hissetmenin de verdiği gaz ile toplumda bir yer edinme eğilimi göstermektedirler. Bu sosyal gerçeği sabit olarak ele aldığımızda karşımıza çıkan sonuçları ikiye ayırmamız mümkün. Araştırma sahamızı Ankara olarak sınırlandırdığımızdan mütevellit sonuçlar şu şekilde ortaya çıktı;

1 - Sol Görüş : Kendilerini bu uç noktaya adadıklarını söyleyen genç dimağlar genellikle Kızılay'ın çeşitli muhitlerinde, büyük 'abi' ve 'abla'larının işlettiği veya yakîni olduğu mekanlarda herhangi bir ücret ödemeden çay içerek, düzelmesini bekledikleri ekonominin iyice içine ederek zamanlarını öldürüp, dershane çıkış saatlerinde de Kürtçe şarkıların ortamı domine ettiği, 'eylem' adı verilen bir dizi aktivite ile kendilerine bir yön çizdiklerini düşünürler. Bu sosyal grubun öncelikli aktiviteleri Konur sokak gibi muhtelif yerlerde sıradan gazetelerin 3 katı fiyatına örgüt dergi ve gazeteleri satmak, aynı ses tonu ile bağırarak birlik ve beraberlik mesajı vermek, uzun sakallı ve bıyıklı erkek vatandaşlarımızın hepsini devrimci solcu olarak niteleyip onlara dergi satmak için basmakalıp önermelerle darlamaktır. Ek ve gereksiz bilgi vermek gerekirse, dünyada en çok pornografik materyali bir şekilde tüketen gruplardan biri olarak aşırı solcular, görsel yetersizliğin de önemli timsallerinden biri olmuşlardır.

2 - Sağ Görüş : Genelde Türk - İslam sentezini kabul etmiş 'ülkücülük' akımının neferleri olarak karşımıza çıkarlar. Bunun asıl anlamı şudur ki, teorik bir temele dayanmadan, 4 yıllık lise hayatı boyunca, kendi amaçsız çıkarlarını elde etmek için gerekli olan forsu elde etmek için yanlanılan 'ocak' isimli müessesenin fanatik taraftarlarıdır bu gençler. Sıklıkla karşılaştığımız durum ise, çıkışı olan herhangi bir yapılanmanın çıkışında, 10-15 kişilik yakuza çeteleri gibi bir komünal hayat gözlemlenmektedir. Yaptığımız araştırmalar sonucu, bu toplulukların, vaadini verdiği kavgaların sadece %17.4'lük bir kısmı gerçekleşmiş ve kavgaya dönüşmüştür. Bu durum aslında iyi bir sonuç olarak nitelendirilse de, kendi amaçları uğruna bu kadar fedakar olduklarını gösteren bu gürühun, aslında sadece alfa erkeğine (Reis) yaranma çabasından öte olamayışı, düşündürücüdür.

Araştırmak niyetinde olduğumuz bu konunun temelini irdeledikten sonra, asıl mevzu olan, bu gençlerin üniversite dönemindeki tutumlarına gelelim. Üniversiteyi kazanamamış haftaiçi dersane öğrencileri bu kümeye dahil değildir, çünkü olmamalılar.

Bu olgunun upgrade edilmiş versiyonunu sağ ve sol olarak ikiye bölmeden açıklamaya gerek yoktur. Çünkü bir süre sonra, uygulamalar ve aktiviteler benzerlik göstermektedir. Üniversite, insan ilişkilerinin farklı ve yoğun olduğu bir sosyal ortamdır. Üniversitede insanlardan beklenen doğal olarak, kendilerini ortaya çıkarıp, hayatta bir yer edinebilmeleri için ilk adımları öğrenerek atmaktır. Bunun da ilk basamağı diyalog kurmaktır, ki bu bizim üstüne düştüğümüz konunun gerçekleştiği sosyal ortamın ta kendisidir. Konulara öncelikle dolaylı yoldan siyaseti sokma eğiliminde olan gençlerimiz, yaklaşık 5.5 dakika sonra konuyu tamamen kendi taraftarı olduğu bir ideolojiye bağlamaktan çekinmemektedirler. Bu durumu soyutlaştırmaktansa, örnek diyalogla akıllarda somut imgeler yaratmak daha doğru olacaktır. Örneğimiz aklı başında bir insan ile aşırı solcu gencimiz arasında geçmektedir;

A.S - Aşırı solcu
D.İ - Default İnsan

D.İ : Aaa. Hande, nasılsın? Pek iyi gözükmüyorsun, neyin var?
A.S : Yeaa, sorma. Bizim örgüt liderinin kuzeni bir mal getirdi, çok iyiydi yEa...
D.İ : Hmm, iyiymiş (bkz. MSN) Siz de iyi takılıyorsunuz haa
A.S : Aynen. Geçen hükümetin yeni zam uygulamaları ile ilgili bir eylem vardı ya Sıhhiye'de, oradaydık, sen geleceğim demiştin ama orada göremedim, ama onlara hadlerini bildirdik, baya da iyiydi.
D.İ : Ya biliyorsun benim o taraklarda pek bi bezim yok.
A.S : Nasıl olur abi! Dünya elden gidiyor bir şeyler yapman gerekiyor, böyle susamazsın!
D.İ : Düzelmeli ama neyse işte amaan
A.S : Bence sen çok apolitik bir adamsın, bir ara bizim partinin Kızılay'daki lokaline gel, bu ülkede neler yapılıyor, işçinin hakkı nasıl ensesi kalınların cebine iniyor, bunları öğren, odun gelip odun gitme.
D.İ : Benim derse kaçmam lazım, konuşuruz sonra.

Sonuç olarak politika gibi bu toplumda her yerde bulunan bir olgu ile dikkat çekmeye çalışmanın yarattığı sosyal buhran, büyük rahatsızlık yaratmaktadır. Biz politikayı öne sürerek yer edinmeye çalışnalara 'Politikky' diyoruz. Sakınalım, uyaralım.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder